Editörden; Bugünlerde dizilerle ilgili gelişen bir sohbette mutlaka duyduğunuz kelimeler, büyük olasılıkla La casa de papel. İspanyol yapımı bu polisiye dizi, dilden dile yayılarak efsaneleşmeye başladı bile. Yıllar önce Türkiye’de bunu BBC yapımı Sherlock’ta da yaşamıştık. Herkes birbirine “cep telefonu kullanan ve muazzam bir biçimde canlandırılan” Sherlock Holmes’ten söz ediyordu. Dizi, tüm dünyada o kadar çok sevildi ki polisiye üstadı Arthur Conan Doyle’un yazdığı Sherlock Holmes öyküleri tüm dillerde daha çok yayımlandı ve pek çok insan, kitaplarla dizi aracılığıyla tanışmış oldu. Polisiye böyledir, bir roman okursunuz, bir dizi yahut bir film izlersiniz; polisiyeyle tanışmanızı sağlayan bu ilk eser iyiyse türün diğer örneklerine de merak salarsınız. Sonra bir bakmışsınız en sevdiğiniz türlerden biri olmuş. Diziyle başlarsınız, polisiyenin önemli filmlerine, oradan önemli edebi eserlerine doğru yol alırsınız. ABD, İngiltere, İspanya, Fransa, Almanya ve özellikle Kuzey Avrupa… Dünyanın pek çok yerinde özellikle son birkaç yıldır polisiye, yükseliş dönemini yaşıyor. Özgün senaryolar, edebiyat uyarlamaları, Sherlock Holmes ya da Hercule Poirot gibi kült karakterlerin yeniden uyarlamaları… Umuyoruz bu yükseliş uzun yıllar devam eder ve ülkemizde de yankılarını, örneklerini görmeye başlarız. Daha iyi yerli polisiye romanların yazıldığı ve o romanların TV’ye ya da sinemaya uyarlandığı, özgün senaryoların yazıldığı günleri göreceğimizi düşünmek ütopik olmasa gerek. Peki, neden polisiyeyi seviyoruz, neden katillerin, korkunç cinayetlerin dünyasına izleyici ya da okur olarak dahil oluyoruz? Öncelikle çıplak gerçeği önümüze serdiği, elbette iyi ya da kötü her eylemin neden-sonuç ilişkisiyle açıklanması gerektiğini, belki de halının altına süpürülen toplumsal sorunları gün yüzüne çıkarttığı, aynı zamanda aklın, bilimin, analitik düşüncenin her gizemi çözebileceğini gösterdiği için… 2 yıldan uzun bir zamandır, Türkiye’nin tek polisiye kültür dergisi 221B’yi de yayımlayan bizler bu yükselişte Episode okurlarına bir yol haritası sunmak istedik. Böylece son zamanların en iyi polisiye dizilerini incelediğimiz, önerdiğimiz bir kapak dosyası hazırlamaya karar verdik. La casa de papel’den Beck’e, Sherlock’tan Grantchester’a, Trapped’dan henüz başlayan Hard Sun’a son yıllarda yüzlercesini gördüğümüz polisiye dizilerin bizce en iyi ve önemli örneklerini sizin için inceledik. Dosya konumuzda işlediğimiz onlarca polisiye dizi dışında, Deniz Turgay The Keepers adlı suç belgeselini, Esra Koçak Mindhunter dizisi üzerinden seri katilleri ve neden seri katil hikâyelerin izlemeyi tercih ettiğimizi, Kaya Heyse başarılı ve sert İngiliz polisiyesi Happy Valley’i yazdılar. Bugünlerde çok konuşulan diğer diziyse 2 Şubat’ta Netflix’te yayınlanan Altered Carbon. Romanın yazarı ve dizinin yaratıcısı Richard K. Morgan, özel röportajıyla sayfalarımızda yerini aldı; diziyle ilgili merak edilenleri yanıtladı. 23 Şubat’ta FX’te yayınlanmaya başlayacak yeni bilimkurgu The Orville dizisinin kadrosu da özel röportajlarla sayfalarımızda. Ülkemizde de ciddi bir izleyici kitlesi olan Kore dizileriyle ilgili özel yazılar yazan Burcu Mercan Babal, Episode okurları için kapsamlı bir dosya hazırladı. Dizilerden müzik gruplarına, Kore Dalgası ile ilgili her detayı bu çok özel dosyada bulabilirsiniz. Elbette animeden dramaya, komediden distopyaya pek çok yeni diziyle ilgili haber ve nitelikli analize yer verdik bu sayımızda da. Episode Yerli’nin kapak konuğu, çok yönlü ve üretken bir insan olduğuna şahit olduğumuz ve önümüzdeki yıllarda ürettikleriyle her gün daha da konuşacağımıza inandığımız Erkan Kolçak Köstendil. Sezonun en çok izlenen ve konuşulan dizisi Çukur’da Vartolu’ya hayat veren Köstendil, tiyatro oyunu, kısa film, internet dizisi yazıyor, yönetiyor, oynuyor ve her gün daha çok üretmek için çalışıyor. Tüm bunları, hedeflerini ve sanata yaklaşımını konuştuğumuz röportajla onu daha yakından tanıyacağınızdan eminiz. İlk bölümünden itibaren yüksek reyting alan ve aynı zamanda kadına şiddet konusunda tartışmalara neden olan Sen Anlat Karadeniz’in yapımcısı ve yönetmeni Osman Sınav’la diziyi, eleştirileri ve 35 yıldır içinde olduğu dizi sektörünü konuştuk. Sezonun soluksuz izlenen dizilerinden Ufak Tefek Cinayetler’de genç bir kadın polisi canlandıran Hayal Köseoğlu ile Mahallenin Muhtarları’nda başlayan ve bugüne ulaşan ekran yolculuğunu, yayınlamaya hazırlandığı şarkılarını konuştuk. TRT’nin TV yayıncılığına başladığı gün, yani ülkemizdeki televizyon yayıncılığının miladı 31 Ocak 1968. 50. yılında yerli ekranımızın gelişimi, belli açılardan ilerlemesi ve geriye gitmesi, dünden bugüne kısa tarihi, Episode ve episodedergi.com’un 2018 boyunca gündeminde olacak tabii ki. Bu başlıkta ilk yazı Ceren Şehirlioğlu’ndan geliyor. Keyifli okumalar…