Merhaba, İyi bir saati oluşturan nedir? Birinci kıstas saatin tutarlı olmasıdır herhalde. Düşünsenize, bazen çok yavaş bazense çok hızlı çalışan bir saat kimin, ne işine yarar ki? Asıl soru şu: Neye göre daha yavaş ya da daha hızlı? 15. yıl arşiv sayımızın ardından sayfalar boyunca Bodrum'a yer vererek okurlarımızı biraz da hafifletmek, keyiflendirmek niyetinde olduğumuz yaz sayımız kapağına güncel bir iş taşıyor: Shadow on the land, an excavation and bush burial [Arazideki gölge, kazma ve defnetme]. Pandemi nedeniyle açıldıktan kısa bir süre sonra ziyarete kapanan Sydney Bienali'nin 22. edisyonu tedbirler eşliğinde tekrar açıldı ve Eylül 2020'de sona erecek. Andrew Brooks küratörlüğünde, NIRIN başlığı altında devam eden bienal güncel ve yerel pratiklere odaklanıyor. Kapaktaki yapıt ise Alaska'nın güneydoğusundaki sahil bölgelerinde ve adalarda yaşayan Amerika yerlisi Tlingit Unangax kökenli bir sanatçı olan Nicholas Galanin'e ait. Şubat ayında Galanin, bienal için, Sydney Hyde Park'ta yer alan Kaptan Cook heykeline bir nevî "mezar" kazdıktan sonra Haziran ayında Avusturyalılar #BlackLivesMatter gösterileri kapsamında Avusturalya'nın pek çok yerinde heykeli bulunan sömürgeci Cook'u lanetleyerek katlettiği tüm yerliler adına protestolara başladı, heykelleri yağmaladı ve kaldırılmaları için mektuplar yazdı. Misal Adnan Yıldız'ın Nefes alamıyorum başlıklı, pandemi süreci ve sonrasında kamusal alanların değişimine değindiği yazısından hareketle kapağa taşıdığımız bu iş, geçen sayıda kapağımızı karartmamızın bir devamı niteliğinde sömürgeciğili, sistematik ırkçılığı ve her türlü ayrımcılığı kınıyor. Yakın zaman önce hayata veda eden kıymetli düşünür, yazar, şair ve akademisyen Oruç Aruoba'yı anmadan bir sayı yapmanın anlamsızlığını hissedince Aruoba'nın hem öğrencisi hem de arkadaşı olan Necmi Sönmez'den hakkında bir yazı kaleme almasını istedik, Sönmez de Aruoba'nın ona armağan ettiği ve her kapağını açtığında onu farklı diyarlara götüren bir mürekkep şişesinden yola çıkarak hatırladıklarını ve ona iz bırakanları yazdı. Esra Gürmen, Misal Adnan Yıldız'ın değindiği konulara ek olarak pandemi süreciyle birlikte pencerelerin değişen ve dönüşen işlevlerine dair yazı. Gürmen, evlerin dış dünyayla olan bu yegane bağlarının rolleri üzerine düşünüyor. Nazlı Pektaş ile beraber sanatçılara ait fotoğraflar ve notlarla oluşturduğumuz Bodrum Unlimited, Bodrum'u yeniden tanımlamak, anlamak, hatırlamak ve düşünmek için yola çıktı. Bodrum'la yakın bağı olan 10 sanatçının yalnızca kendilerine ait olan Bodrum'a dair yaptıkları paylaşımları bir araya getirerek yeni bir Bodrum resmi ortaya çıkarmayı amaçladık. Shulamit Bruckstein ile devam ettiğimiz Çarşamba Topluluğu bu bölümünde salgın zamanında mahremiyet, sanat ve kadim bilgeliklere odaklanıyor. Son olarak Yekhan Pınarlıgil ve Çınar Eslek ile yalnızca "beden hikâyelerini" ele alacağımız yeni bir seriye başladık: XXY. Art Unlimited "temsillere sığmayan kontrol altında kalmayan, sanatı imkân olarak kullanan, yerinde durmayan, kahkahayı seven, kendinden korkmayan, sınırlara takılmayan, dans eden, özellikle kıvıran, tüy gibi hafiflikle sevişen, kimseye benzemeyen, biraz canavar, bazen melez, bir-olmayan bedenlerin çelik gibi güçlü tutumlarına” mekân olmaktan mutluluk duyuyor. Bu yaz sayısını, 2020'nin tüm olumsuzluklarına rağmen çok keyif alarak hazırladık, eğer bunu size biraz bile olsa aktarabilmişsek ne mutlu bize! Bir de unutmadan yazmalıyım, ilk paragrafı bitirirken sorduğum sorunun yanıtı şu: Diğer saatlere göre. Zamanın kendi başına bir anlamı yoktur. İyi okumalar.